Following the end of Cold War, Turkish-Russian relations entered into a new era of continuous progress. While Turkey’s political and military ties with NATO and the United States persisted, Turkish-Russian cooperation quickly deepened in terms of energy sector and economy in general. Thus, in the early 2010s, two countries began to be labeled as “economic partners”. However, disagreements between Ankara and Moscow continued in various political and diplomatic issues. Moreover, due to tensions caused by the Syrian civil war, Turkish-Russian relations entered into a short turbulent period between 2015 and 2016 with the “jet crisis” and the “Karlov assassination”. This article aims to discuss the prospects of Turkish-Russian relations from a Realist perspective and to question whether developing “economic partnership” could actually transform into a “strategic partnership”.
Soğuk Savaş dönemi sonrasında, Türkiye-Rusya ilişkileri, sürekli gelişim kaydedilen yeni bir sürece girmiştir. NATO ve ABD ile siyasi ve askeri bağlar devam etse de, özellikle enerji sektöründe ve genel olarak ekonomide Türk-Rus ilişkileri derinleşmiştir. Bu nedenle, iki ülke, 2010’lu yıllardan itibaren “ekonomik müttefik” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Ancak Ankara ile Moskova arasındaki çeşitli siyasi ve diplomatik anlaşmazlıklar bu dönemde de sürmüştür. Dahası, Suriye iç savaşının yarattığı gerginlikler nedeniyle, 2015-2016 döneminde Türk-Rus İlişkileri, “jet krizi” ve “Karlov suikastı” nedeniyle kısa bir türbülans dönemine girmiştir. Bu makale, Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceğini Realist bir perspektiften değerlendirmeyi ve “ekonomik müttefiklik” ilişki biçiminin “stratejik müttefiklik” ilişki biçimine dönüşüp dönüşemeyeceğini analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science, International Relations |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2019Volume: 2 Issue: 2 |